COVID-19 ve Yarattığı Tartışma
Ülkelerin “stoklama” tercihleri arasında farklılıklar var anlaşılan; bu kelime de son zamanlarda ürünlerin, yiyecek ve içeceklerin stok yapılması anlamında kullanılıyor. Söylentilere göre, bugünlerde mesela, Fransa'da prezervatif ve şarap sıkıntısı baş göstermişken, Almanya'da kesinlikle makarna ve…sıkı durun… tuvalet kağıdı kıtlığı yaşanıyor. Bu durumun farklı mentaliteler hakkında neyi gösterdiğinden emin değilim; hayal gücünüze bırakıyorum.
Germany, Western Europe
Hikâyenin yazarı: Mira Kinn. Çeviren: Büşra Çavundur
Yayınlanma tarihi: April 8, 2020.
Bu hikâye şu dillerde de mevcut:
Hikâyeyi dinleyin:
2020. Çin astrolojisinde sıçan yılı ve bu yıl, ne gariptir ki, gerçek hayattaki karşılığı gibi bir hastalık yaydı: COVID-19. Yeni, kalabalık küresel ağımızı hafife alan Avrupa'da yavaşça ve sessizce Doğu'dan gelen bir şey olarak algılandı; ta ki büyük bir patlama ile patlayana kadar. Bu virüs, sadece küresel bağımlılığımızı göstermekle kalmayıp pekiştirici ya da çoğaltıcılar gibi yerel adaletsizlikleri küresel olarak saptadı.
Sadece bazı imtiyazlı gruplar için mümkün olan evden çalışmak veya izole olmak, artık nadir bulunduğundan ve hatta karaborsada satılmak üzere hastanelerden çalındığından değerlenen maskeler gibi birçok malın üretiminin dış kaynaklara teslim edilmesi ya da bazı ülkelerde sağlık sigortasına bile sahip olmak lüks haline geldi. Ve en önemlisi, hemşireler ve kasiyerler gibi toplumu ayakta tutmaya yardımcı olmak için en sonunda mutlak bir ihtiyaç kabul edilen, fakat, salgın başlayana kadar toplumsal takdir ve en basitinden maaş anlamında çok fazla saygı görmeyen işleri tanımlamakta kullanılan “sistem bağlantılı”* kelimesi ortaya çıktı.
4 Nisan verilerine göre ölüm oranının (1.017) enfekte olmuş insanlara göre (79.696) “nispeten daha düşük” olduğu Almanya'da ve İspanya (10.003) ile İtalya (14.681) gibi ülkelerde sağlık sisteminde değişimi isteyenlerin sesi gittikçe yükseliyor. Her halükarda, aniden ortaya çıkan, ortaya çıkana kadar da bilinmeyen bir tehdit olan bir virüs, bir katil için şok edici oranlar.
Burada, Kuzey Ren Vestfalya'da (Almanya'daki federal eyaletlerden biri), hükümet tarafından verilen bir sokağa çıkma yasağı yok (evet, belediyelerin uyguladığı COVID-19 ile nasıl başa çıkılacağı konusunda farklı kurallar var, ki bu da daha fazla kafa karıştırmıyor değil), ancak, ikiden fazla kişi için bir arada olma yasağı var; neyse ki, sosyal tecrit sırasında akıl sağlığını korumaya çalışan insanların yararına bir kural. Neticede, insanlar sosyal hayvanlardır, değil mi? Bazılarıysa, “Netflix Partisi”, sanal ev partileri veya okuma yapmak gibi dijital imkanlarla yaratıcı olma ayrıcalığına sahip. Bunlar, benim de hala bir şekilde insanlara bağlı kalmak için kullandığım seçenekler. Özellikle de, arkadaşlarınızla çevrimiçi oyunlar oynayabileceğiniz “houseparty” uygulaması.
Görünen o ki, insanlar bu virüs yüzünden en büyük korkularıyla yüzleşiyor, en varoluşsal olanlarla: ölümün eşiğine gelmek, yalnızlık ve yeterli yiyecek stoğuna sahip olmak.
Ülkelerin “stoklama” tercihleri arasında farklılıklar var anlaşılan; bu kelime de son zamanlarda ürünlerin, yiyecek ve içeceklerin stok yapılması anlamında kullanılıyor. Söylentilere göre, bugünlerde mesela, Fransa'da prezervatif ve şarap sıkıntısı baş göstermişken, Almanya'da kesinlikle makarna ve…sıkı durun… tuvalet kağıdı kıtlığı yaşanıyor. Bu durumun farklı mentaliteler hakkında neyi gösterdiğinden emin değilim; hayal gücünüze bırakıyorum.
Bir pastanenin, düğün pastalarını nasıl tuvalet kağıdı pastalarına dönüştürdüğünü anlatan bir haber görmüştüm. Başlangıçta şakaymış, ama şimdi artan talep karşısında satış yapıyorlarmış. Buna benzer konulara günlük konuşmalarda sık sık değiniliyor: “Korona ile nasıl başa çıkıyorsun, ona karşı neler yapıyorsun?” soruları artık ayaküstü sohbetlerin bir parçası oldu.
Virüsten sonra hayatın artık eskisi gibi olmayacağı kesin. Bazıları,"coğrafi izleme" gibi acil durum ölçümlerinin uygulanmasını ve hatta korona sonrasında da devam ettirilmesini tartışıyor ve bundan korkuyor. Diğerleri sağlık sektöründe ev ofis veya temel gelir garantisi denemesi için uzun süreli imkanlar yaratabilecek “olumlu reformlar” bekliyor. İyimser biri olarak, elbette, bu krizin uluslararası işbirliğinin gerekliliğini vurgulayacağını umuyorum.
*İngilizce: System relevant, Felemenkçe: Vitaal, Norveççe: Samfuunskritisk, İspanyolca: Relevante para el systema, Fransızca: Pertinent pour le système vb.
Bu hikâye size ne hissettirdi?
Follow-up
Do you have any questions after reading this story? Do you want to follow-up on what you've just read? Get in touch with our team to learn more! Send an email to [email protected].
Bu hikâye hakkında yorum yapın
Please enable cookies to view the comments powered by Disqus.
Haber bültenimize üye olun
Haber bültenimize üye olarak Correspondents of the World platformundaki yeni hikâyelerden haberdar olun:
Diğer Türkçe hikâyeler
Diğer temaları keşfedin
Projemize siz de katılın
Correspondents of the World ile, gün geçtikçe küçülen ancak bir şekilde insanları birbirinden uzaklaştıran bir dünyada birbirimizi daha iyi anlamak adına adımlar atmak istiyoruz. Yanlış anlaşılmaların ve gereksiz yere hararetli tartışmaların ortaya çıkmasının en önemli nedenlerinden biri her birimizin küresel sorunlardan farklı şekilde etkilendiğini gerçekten anlayamamamızdan kaynaklanıyor.
Amacımız paylaştığımız bireysel hikâyelerle bunu değiştirmek
Dünya Çapında Bir Topluluk
Correspondents of the World sadece bu web sitesinden ibaret değil; aynı zamanda dünyanın her yerinden gelen büyük bir insan topluluğundan oluşuyor. Yüz yüze görüşmeler şu anda mümkün olmasa da, Facebook Grubumuz Correspondents of the World'e katkıda bulunan diğer insanlarla tanışmak için EN DOĞRU yer. Şu anda birbirimizi daha iyi tanımak için bir dizi online görüşmeler organize ediyoruz.