İki Ülkenin Hikâyesi: II. Bölüm
Doğu ve Batı Almanya arasında algılanan farklılıklar, yalnızca İkinci Dünya Savaşı'ndan sonraki ayrılığa değil, aynı zamanda iki Almanya’nın Birleşmesini izleyen olaylara da dayanmaktadır. Birlik takdire şayan bir hedef olsa da, farklılıkları kabul etmek bir şeylerin değerini daha iyi anlamamızı sağlayabilir.
Story by Janina Cymborski. Translated by Tuğçe Atacı
Germany, Western Europe
Published on December 19, 2020
Reading time: 3 minutes
This story is also available in
3 Ekim, Almanya'nın Ulusal Günü, 1990'da Yeniden Birleşme'nin tarihi. Ancak, birçok Doğu Alman, bu günü kutlamak yerine 1989 sonbaharındaki olayları anıyor. Leipzig'de, 70.000 kişinin Çin'deki Tiananmen Meydanı'ndaki yoldaşlarıyla aynı kaderi paylaşmaktan korktukları için özgür bir ülkede yaşamak amacıyla yaptıkları barışçıl gösterilerin yapıldığı 9 Ekim 1989 tarihini kutluyoruz. Bu gösterilerde keskin nişancılar apartmanların çatılarında yerini almış ateş etme emrini almak için bekliyorlardı. Ama bu emir asla gelmedi. Bu gösterileri izleyen ailem ve diğer herkes gerçekten endişeliydi.
Leipzig'de doğdum ve şu anda burada yaşıyorum. Buradaki her 9 Ekim kutlamasına katılıyorum, binlerce kişiyle birlikte elimde mumlarla şehir merkezinde dolaşıp 1989 olaylarını yaşayan insanların tezahüratlarını hoparlörlerden dinliyorum. Leipzig'deki gösterilerden bir ay sonra 9 Kasım 1989 tarihinde Berlin'de sınırların açılışının görüntülerini gözlerimde yaşlarla seyrediyorum. Özgür olan insanların yüzlerindeki ifadeleri merak ediyorum. Bütün bir yaşam boyunca hapsedilip sonunda özgür olmak nasıl bir duygu acaba? Ailemi ve yaşamak zorunda oldukları hayatı düşünüyorum. Bu insanların cesareti olmasaydı nasıl bir hayatı yaşamaya mahkûm olurdum? 1989'dan sonra ailem ve ben ülkeyi terk edip yeni bilgi ve fikirlerle özgür yeni bir dünyanın parçası olabilirdik.
Ancak bu, otomatik olarak başka bir sosyal düzene uymam gerektiği anlamına gelmez. Mevcut düzeni sorgulamanın önemi, 1989 devriminden çıkardığım en kıymetli ders. Tam da özgür bir ülkede doğmadığım için özgürlük benim için itaat etmenin tam tersi. Özgürlük, en temel sorulara kendi cevaplarımı bulmak demek: Ben kimim, kim olmak istiyorum ve nasıl bir hayat yaşamak istiyorum? Ossis'i Wessis'ten ayıran şey, hiçbir sosyal düzenin sabit olmadığı ve bu nedenle hepsinin değiştirilebileceği görüşüdür (artık var olmayan bir ülke tarafından verilen doğum belgem bunun kanıtı niteliğinde).
Bugün ailem için işsizlik problemi hâlâ devam ediyor ve para hâlâ bir sorun. Demokratik Almanya Cumhuriyeti, sadece anılarımızda değil, hâlâ hayatımızın bir parçası. İki sistemde yaşamış olan ailem bunu tecrübe ederek zor yoldan öğrendi. İyi niyetleri defalarca istismar edildi. Parçalanan bir dünyada sıfırdan başlamak zorunda kaldık. Ailem kaybettikleri ve benim hiç sahip olmadığım aidiyet duygusunun yasını tutuyor. Doğu Almanya'da, bir topluluğa, aynı gemide bulunan insanlara aittiler. Adil olmak gerekirse, Demokratik Almanya Cumhuriyeti’nde topluluk olmak genellikle bir zorundalıktı ve karşılıklı bağımlılığa dayanırdı: "Yönetimde çalışıyorum, eğer size daire almanızda yardım edersem, çocuğum için bisiklet alabilir misiniz?" Topluluk, hayatta kalmak, aile geçindirmek ve mevcut olan kıtlıkta idare etmek için gerekliydi. İlerlemek için değil, geçinebilmek içindi. Ama başkalarına ihtiyaç duyarak ve başkalarıyla işbirliği yaparak, her zaman onlarla olmak zorundaydın. 1990 yılında, başkalarının sırtından servet ve kâr elde etmek için yardımlaşmayı ve işbirliğini kaybetmiştik. Birleşme hem bir nimet hem de bir lanetti. Çok şey kazanıldı, belki de kavrayabileceğimden daha fazla. Ancak aşırı durumlarda ortaya çıkabilen merhametin kimi unsurlarının kaybolduğuna inanıyorum.
How does this story make you feel?
Talk about this Story
Subscribe to our Monthly Newsletter
Other Stories in Türkçe
Topic: Liberation
> Kenya
Just Do It – My Story as a Filmmaker in the Slums of Nairobi
A story by Elijah Kanye
I saw reporters did not get things about Mathare right. They misrepresent it. So I decided to become a filmmaker to correct this weakness and follow my passion.
> Chile
Division
A story by Yess
To live between Dictatorship and Democracy means to fight for a better future.
> Netherlands
Black Lives Matter: An Experience in the Train
A story by Naomi Beijer
As a black woman here in the Netherlands, I may not be murdered for the colour of my skin, but that does not mean that racism doesn't exist in the Netherlands.
Get involved
At Correspondents of the World, we want to contribute to a better understanding of one another in a world that seems to get smaller by the day - but somehow neglects to bring people closer together as well. We think that one of the most frequent reasons for misunderstanding and unnecessarily heated debates is that we don't really understand how each of us is affected differently by global issues.
Our aim is to change that with every personal story we share.
Community Worldwide
Correspondents of the World is not just this website, but also a great community of people from all over the world. While face-to-face meetings are difficult at the moment, our Facebook Community Group is THE place to be to meet other people invested in Correspondents of the World. We are currently running a series of online-tea talks to get to know each other better.